Merhaba Covid-19 diye adlandırılan ve dünyayı esir alan gözle görünmez bir varlığın yaşattıkları üzerine düşünmek için çok zamanımız oldu. Öyle bir varlık ki, hem çok öldürücü, hem de sabun köpüğü ile ölüyor… Düşünmeye de devam edeceğiz herhalde. Salgının ilk günlerinden beri aklıma takılan “Who shall survive?” söylemi; yeni dünya düzeninde yerini almayan, yaşayamayacak düşüncesini yarattı. J.L.Moreno, olduğu yerden bize seslenir gibiydi sanki. Yaratıcı eylem, yeni koşullarda var olabilmenin formüllerini bulmak demekti. Yeni durum, yeni çözümler ve devam etmek… Yeni durum ve uzaktan eğitim gibi işlerin hızla devreye girdiği dönemde enstitümüz eğitimkurulu olarak kapsamlı araştırmalarla işe başlayıp hızla yeni kararların peşine düştük. Enstitümüzden bir grup psikodrama eğitmeni Daniela Simmons’un Teledrama Enstitüsü ile iletişime geçerek anlamlı ve işlevsel bir projeyi gerçekleştirdiler. Teledrama Enstitüsü eğitmenlerinden Hande KARAKILIÇ ÜÇER‘in çağrısı ile Gözde ÖZER DANIŞ, İnanç SÜMBÜLOĞLU, Özden Şükran ÜNERİ, Pınar ULUPINAR ERAKAY ve Olcay ÇAM “Kendini ve Kahveni Al da Gel: Yardım Edene Yardım” projesinin çıktılarını uluslararası IAGP Araştırma Sempozyumu’nda sundular. Yaz ve güz döneminde gerçekleşen iki genel kurulda aldığımız kararlarla psikodramatist adaylarımızı fazla bekletmeden çevrimiçi psikodrama eğitimlerimize başladık. Teledrama Enstitüsü kendimizi geliştirmek için değerli bir fırsattı. Yanı sıra pek çok eğitmenimiz uluslararası farklı toplantılara katılarak çevrimiçi grup terapileri ve psikodrama çalışmalarının içinde oldular. Önümüzdeki zamanlar bu deneyimin sayısal ve nitel araştırmalarla değerlendirilmesi ve FEPTO yoldaşlarımızla paylaşılması için bir fırsat olacaktır.